Türkçe EnglishGerman

AY ÇİÇEĞİ


Ürün Bilgisi ve Fiyatı İçin Bize Yazın..


Ayçiçeği; içerdiği yüksek orandaki (%22-50) yağ miktarı nedeniyle, bitkisel ham yağ üretimi bakımından önemli bir yağ bitkisidir. Ayçiçeği yağı; içerdiği çoklu doymamış yağ asitleri oranının yüksek (%69), doymuş yağ asitleri oranının ise düşük (%11) olması nedeniyle, beslenme değeri en yüksek olan bitkisel yağlardan birisidir. Ayçiçeği yağı; sıvı olarak yemeklerde ve kızartmalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, diğer bitkisel yağlarla karıştırılmak suretiyle yemeklik ve sofralık margarin yapılarak da tüketilmektedir. Bugün, dünya bitkisel ham yağ üretiminin % 12.6’sı ayçiçeğinden karşılanmaktadır.

 

Ülkemizde yıllara göre değişmekle beraber, yıllık 220-380 bin ton ayçiçeği yağı üretilmektedir. Türkiye bitkisel ham yağ üretiminin % 46.7’si ayçiçeğinden karşılanmaktadır. Ayçiçeği; yıllara göre değişen, yıllık 1 milyon tonluk ham yağ ithalatının önüne geçe bilmek ve yağ açığımızı kapatmak için üretebileceğimiz en önemli yağ bitkisidir.
Yağı çıkarıldıktan sonra geriye kalan küspede, yüksek oranda protein bulunmaktadır (kabuklu % 32.3, kabuksuz % 46.8). Bu nedenle, karma yem üretiminde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Soya küspesinden sonra metobolize enerji değeri en yüksek yağlı tohum küspesidir (2260 kcal/kg). Dünya yağlı tohum küspe üretiminin % 6.8’i ayçiçeğinden karşılanmaktadır.
Ayçiçeği yağında bulunan yüksek orandaki linoleik yağasiti kurumayı çabuklaştırıcı özelliğe sahiptir. Bu nedenle, yağlı boya yapımında çok önemli bir yere sahiptir. Ayrıca, kağıt, plastik, sabun ve kozmatik ürünler yapımında hammadde olarak kullanılmaktadır.
Ayçiçeği tanesi kavrularak çerez olarak insanlar tarafından zevkle yenilmektedir. Ayrıca, kuş yemi olarak da kullanılmaktadır.
Hasat sonrası artta kalan sapları ile tohum kabukları yakacak olarak değerlendirilmektedir. Sapların yakılmasından elde edilen külde yüksek oranda (%36-40) potasyum bulunmaktadır. Bu küller tarlaya serpilmek suretiyle, gübre olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, ayçiçeğinin sap ve tablaları ; furfurol ekstraksiyonunda ve kağıt yapımında da kullanılmaktadır.
Ayçiçeği; soya ve mısır gibi bitkilerle karışık olarak ekilmek suretiyle yeşil yem veya silaj yapılarak hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır.
Ayçiçeği bir çapa bitkisidir. Kendisinden sonra ekilen bitkilere temiz ve havalanmış bir toprak bırakmaktadır. Bu nedenle, iyi bir ekim nöbeti bitkisidir. Özellikle Bölgemizde sürekli Buğday ekimi yapılan sulanmayan alanlarda, kök çürüklüğü hastalığı, buğday’da büyük verim düşüklüğüne neden olmaktadır. Bu nedenle, kök çürüklüğünün sorun olduğu bölgelerde, Ayçiçeğinin ekim nöbetine sokulması ile, bu hastalığın önüne geçilmekte ve buğday veriminde %20-50′lik oranlarda artış sağlanmaktadır.

2. AYÇİÇEĞİ TARIMI

2.1. İklim İsteği

Ayçiçeği kara iklim kuşağında ve ılıman iklimin yağışlı bölgelerinde yetiştirilen tek yıllık bir bitkidir. Çok geniş bir adaptasyon alanına sahiptir. Amerika, Avrupa, Asya, Afrika ve Avustralya kıtalarına mensup çok değişik ülkelerde tarımı yapılmaktadır. Kuzey Amerika’da 50. enlem derecesine kadar olan bölgelerde başarıyla yetişebilmektedir. Ayçiçeği bitkisinin normal bir gelişme gösterebilmesi ve yeterli verim alınabilmesi için, diğer bitkilerde olduğu gibi, belirli iklim değerlerine gereksinim duymaktadır. Ayçiçeği bitkisinin yetiştirildiği çevre koşulları, onun büyüme ve gelişmesi ile verim ve tohum kalitesini farklı şekillerde etkilemektedir. Aynı ayçiçeği çeşidinin Güney ve Kuzey Amerika kıtasında yetiştirilmesi ile elde edilen tohum kalitesi farklı olmaktadır. Ayçiçeği tarımında başarılı bir sonuç alabilmek için, çevre koşullarına karşı tepkisini çok iyi bilmek gerekmektedir. Bu takdirde değişen çevre koşullarına uygun üretim teknikleri uygulanarak yeterli ürün alınabilmektedir.

Sıcaklık: Ayçiçeği bitkisi soğuk ve yüksek sıcaklıklara karşı oldukça toleranslı bir bitkidir. Bu nedenle, geniş bir yayılma alanına sahiptir.120-130 günlük vejatasyon süresi boyunca toplam sıcaklık isteği 2600-2850 oC dir. Ayçiçeği bitkisinin değişik gelişme dönemlerinde farklı sıcaklık isteğine sahiptir. Tohumun çimlenebilmesi için toprak sıcaklığının minimum +4 oC olması gerekmektedir. Ancak; çimlenmenin normal olabilmesi için, toprak sıcaklığının en az 10-12 oC’ye yükselmesi gerekmektedir. Toprak sıcaklığı arttıkça, tohumun çimlenme ve sürme hızı da artmaktadır. Bölgemizde Şubat ayının sonlarına doğru toprak sıcaklığı, Ayçiçeği tohumunun çimlene bileceği normal değerlere ulaşmaktadır. Daha erken ekimlerden kaçınılmalıdır.
Ayçiçeği bitkisi fide döneminde soğuklara karşı oldukça dayanıklıdır. Bitki, kotiledon yapraklı döneminde, –5 oC’ye kadar dayanabilmektedir. Bitkinin düşük sıcaklıklara direnci 6-8 yapraklı döneme kadar kademeli olarak azalmaktadır. Bitkinin daha ileri gelişme döneminde, sıcaklık 0 oC’ye düştüğünde, bitki zarar görmektedir. Özellikle, ileri gelişme dönmelerinde ayçiçeği bitkisi düşük sıcaklıklara maruz kaldığında bitkinin uç büyüme noktası zarar görür ve daha sonra bitki dallanır. Bitkinin dallanması ile de verim düşmektedir. Bölgemizde Şubat sonu, mart ayında ekim yapılır ise, Ayçiçeği bitkisi, düşük sıcaklardan olumsuz etkilenmez. Çiçeklenme döneminde bitkinin düşük sıcaklıklara maruz kalması, bitkiyi ve dölleyicileri olumsuz etkilemektedir. Bitkinin büyüme ve gelişmesi için 18-20 oC gece / 24-26 oC gündüz sıcaklıları optimumdur. Bitkinin Net Asimilasyon Oranı (NAR) 28 oC hava sıcaklığında, en yüksek değere ulaşmıştır. Bitkide fotosentez için optimum hava sıcaklığı, 30-35 oC’dir. Fotosentez 45 oC’ye kadar devam edebilmektedir. 45 oC’nin üzerinde fotosentez durmaktadır.
Ayçiçeği tarımında üretim için 21-24 oC gündüz hava sıcaklığı optimumdur. 36-40 oC’nin üzerindeki yüksek sıcaklıklarda polen tozu çimlenemediği için, yabancı tozlanma tehlikeye düşmektedir.

Çukurova bölgesinde, ilk bahar ekimlerinde, hava sıcaklığı bitkinin büyüme ve gelişmesi üzerine olumsuz etki yapmamakta. Ancak; ikinci ürün ekimlerinde Özellikle çiçeklenme döneminde ortaya çıkan yüksek sıcaklık, döllenmeyi olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, ikinci ürün ekimlerinin Temmuz ayının 20′sinden sonra yapılması önerilmektedir.
Yetişme süresindeki, özellikle tohumun gelişme döneminde, ortaya çıkan yüksek sıcaklık, yağ asitleri bileşimini etkileyebilmektedir ve yağın kalitesini düşürmektedir.
Yetişme süresi boyunca ortaya çıkan yüksek sıcaklık, protein oranını yükseltmekte, yağ oranını ise azaltmaktadır. Ayçiçeği bitkisi diğer yağ bitkilerine göre sıcaklığa daha toleranslı ve bu koşullarda daha yüksek yağ üretimi sağlanır.

Gün Uzunluğu: Ayçiçeği bitkisi ışıklanmaya fazla duyarlı değildir. Bitki çok geniş ışıklanma sürelerinde çiçeklenebilmektedir. Genellikle nötür gün bitkisi olarak kabul edilmektedir. Ancak, son zamanlarda ışıklanmaya karşı reaksiyoner ıslah hatları geliştirilmiştir. Özellikle tohumluk üretimlerinde ana ve baba hatların eş zamanlı çiçeklenmeleri için, ışıklanmaya karşı tepkilerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir.
Ayçiçeği bitkisi normal olarak fotosentez yapabilmek için, yeterli miktarda ışığa gereksinim duyar. Işığın yetersiz olduğu durumlarda, fotosentez miktarı önemli ölçüde azalır. Örneğin; Güneş ışığının % 40 eksik olduğu gölge koşullarda yetiştirildiğinde, verimde % 64’lük bir azalma ortaya çıkmaktadır. Özellikle, çiçeklenme-tohum oluşum döneminde yeterli ışık olmaz ise, verim önemli miktarda azalmaktadır. Bu nedenle, bulutlu ve az güneşli koşullardan hoşlanmaz. Ayçiçeği bitkisi, yetişme süresi boyunca ışık yoğunluğunun yüksek olmasını ister. Işıklanma süresi ve ışık yoğunluğu yönünden, bölgemizde Ayçiçeği yetiştiriciliğinde bir sorun bulunmamaktadır.
Ayçiçeği yaprakları fototropik özelliğe sahiptir. Yani ışığa göre yön değiştirmektedir. Yaprakların bu özellikleri fotosentezi, dolayısı ile verimi olumlu yönde etkilemektedir. Yapılan bir araştırma göstermiştir ki; Işığa yönelen yapraklar, hareketsiz olanlara göre % 9 daha fazla ışıktan yararlanmaktadır ve fototropizm bitkinin fotosentez kapasitesini % 10-23 daha fazla artırmıştır. Ayçiçeği C3 bitkisidir.

Yağış: Ayçiçeği; kurak koşullara fazla dayanıklı olmamakla beraber, diğer kültür bitkilerinin yetişemediği kurak koşullarda başarıyla yetişebilmektedir. Ayçiçeği bitkisi topraktaki suyu en iyi değerlendiren bir bitkidir. Bunun nedeni, kök sisteminin gelişmiş ve 2 m derinlere kadar inebiliyor olmasıdır. Bitki büyümesinin olmadığı, kuraklık stresi koşullarında dahi, ayçiçeği bitkisi fotsentezini devam ettirmektedir. Netice olarak, ayçiçeği bitkisi kısa süren kuraklıklardan etkilenmez ve verimde bir azalma meydana gelmez.
Ayçiçeği bitkisi yetişme süresi boyunca 500-600 mm’lik toplam yağışa gereksinim duyar. Bu yağışın yetişme dönemi içerisine dağılmış olması gerekmektedir. Ayçiçeği bitkisinin su isteği bölgelere göre değişmektedir. Bunun nedeni; toprak yapısının, sıcaklığın, nispi nemin ve rüzgarın etkisinin bölgelere göre farklı olmasıdır. Normal koşullarda ayçiçeği bitkisinin günlük su tüketimi; 3.5-3.8 mm iken, hava sıcaklığı 35 oC’ olduğunda su tüketimi 7.5 mm’ye ulaşmaktadır.

Ayçiçeği bitkisinin değişik gelişme dönemlerinde gereksinim duyduğu su miktarı farklı olmaktadır. Ayçiçeği tohumlarının çimlenebilmesi için, toprakta yeterince suyun olması gerekmektedir. Diğer bitkilerle karşılaştırıldığında, tohumun çimlenebilmesi için daha az su yeterli olabilmektedir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; çıkıştan, tabla oluşumunun başlangıcına kadar geçen sürede, ayçiçeği bitkisi yıllık toplam su tüketiminin yaklaşık %20′sini kullanmaktadır.
Ayçiçeği bitkisinin suya en fazla ihtiyaç duyduğu dönem; çiçeklenmeden önceki ve sonraki 40 günlük dönemdir. Bu dönemde bitki yıllık toplam su tüketiminin yaklaşık % 60′ını kullanmaktadır. Çiçeklenme döneminde bitkinin susuzluk stresine girmesi halinde verim azalmaktadır. Özellikle, çiçeklenme ve döllenmenin olduğu 10 günlük dönemde, bitki susuzluk stresine maruz kalırsa, verim çok fazla etkilenmektedir. Örneğin; bu dönemde bitkinin alması gereken toplam su miktarında % 20′lik bir eksilme, tohum veriminde % 50′lik bir azalmaya neden olmaktadır. Bunun nedeni; çok kurak koşullarda, erkek organların döllenme özelliğine kavuşa bilmesi için gerekli gelişmenin (athesisin) durmasıdır. Ayçiçeği bitkisi toplam su tüketiminin %20′sini ise, çiçeklenmeden sonraki dönemde kullanmaktadır. Çiçeklenmeden sonraki 20 günlük dönemde bitkinin susuzluk stresine girmesi halinde, yağ verimi de olumsuz yönde etkilenmektedir. Aşırı kurak koşullarda bitkinin alt yaprakları kurumaya başlar, stersin devam etmesi halinde, kuruma yukarıya doğru devam eder. Neticede, fotosentez ve verim olumsuz yönde etkilenir. Ayçiçeği; fazla nemli bölgeleri sevmez. Hava nispi neminin yüksek olması halinde, tabla çürüklüğüne neden olan hastalıkların olumsuz etkisi artar. Bu nedenle; Ayçiçeği tarımında, hava nispi neminin düşük olduğu bölgeler seçilir. Erken ilk bahar ekimlerinde hava nispi nemi yönünden, bölgemizde fazla sorun yaşanmamakta. Ancak, ikinci ürün ekimlerinde, yüksek hava nemi nedeniyle, tabla çürüklüğü hastalığı büyük sorun olmaktadır. Bu nedenle, ekim zamanı geciktirilerek, tabla oluşumunun Eylül ayına denk gelmesi sağlanır ve yüksek nemden bu şekilde kaçılarak, hastalığın etkisi en aza indirilmelidir.
Ayçiçeği tarımında yağışın yeterli olmaması veya yetişme dönemi içerisine dağılmamış olması halinde, sulanmalıdır. Çukurova bölgesinde, erken ilk baharda yapılan ekimlerde, Mayıs ayının çok kurak geçmesi durumunda, verimde önemli azalmalar olabilmektedir. Bu nedenle, özellikle, çiçeklenme döneminde havaların çok kurak geçmesi halinde, sulama yapıla bilir ise, verimde önemli artışlar olacaktır. Diğer dönemlerde sulamaya gerek duyulmamaktadır. İkinci ürün koşullarında ise fazla sulamadan kaçınılmalıdır. Kök ve tabla çürüklüğü hastalığının etkisi artar. Sulama ile önemli verim artışları elde edilmektedir. Bununla beraber, kurak koşullardan en az etkilenen Ayçiçeği üreticileri olmaktadır.

2.2. Toprak İsteği

Ayçiçeği toprak isteği bakımından fazla seçici değildir. Kumlu topraklardan, killi topraklara kadar değişim gösteren farklı yapılardaki topraklarda başarıyla yetişebilmektedir. Özellikle, derin, organik maddece zengin alüviyal topraklar, ayçiçeği tarımı için çok uygundur. Fazla verimli olmayan topraklarda dahi, çok iyi gelişme gösterebilmektedir. Fazla taşlı, kumlu ve yüzlek toprakları sevmez.

Ayçiçeği tarım yapılacak topraklarda pH=6.0-7.2 arasında olması istenir. Fazla asitli topraklarda normal gelişme gösteremez. Ayçiçeği tarımı yapılacak topraklarda taban suyu yüksek olmamalı ve drenaj sorunu bulunmamalıdır.
Ayçiçeğinin tuzluluğa toleransı fazla olmayan bir bitkidir. 2-4 mmhos/cm tuz konsantrasyonuna dayanabilmektedir. Bu değerden daha yüksek tuzluluğa sahip olan topraklar, ayçiçeği için uygun değildir. Topraktaki NaCl miktarı % 1’in üzerinde çıktığında, çimlenme olumsuz etkilenir. NaCl’nin, % 2’nin üzerine çıkması halinde, çimlenme sıfıra kadar düşmektedir. Ayrıca, topraktaki tuz miktarının artması ile yağ oranı da azalmaktadır.

2.3. Ekim Nöbeti

Ayçiçeği bitkisi fazla gelişmiş yeşil aksama sahip olduğu için, yetişme süresi boyunca topraktan fazla miktarda besin elementi kaldırmaktadır. Bu nedenle, aynı tarlaya her yıl üst üste ekim yapılması halinde, verim düşmekte, taneler küçülmekte ve hastalık ve zararlılar artmaktadır. Özellikle, Ayçiçeği ekimi yapılan alanlarda, Canavar otu (Orabanch) önemli bir kök paraziti olarak bitkilere zarar vermektedir. Bu zararlının etkili olduğu alanlarda, ekim nöbeti uygulaması mutlak zorunludur. Bu nedenle kesinlikle aynı tarlaya üst üste her yıl, Ayçiçeği ekimi yapılmamalıdır. Orabanşa karşı 4 yıllık ekim nöbeti uygulanmalıdır.
Ayçiçeği tarımında, bölgelere göre farklı bitkiler ekim nöbeti içerisinde yer alırlar. Ayrıca sulu ve kuru tarım bölgelerine göre de uygulanan ekim nöbeti sistemleri farklı olmaktadır. Adana Tarım İşletmeleri Müdürlüğü (Ceyhan-Adana) arazisinde, sulanmayan kuru alanlarda Buğdayla, Ayçiçeği ekim nöbetine sokulduğunda, buğday alanlarında görülen ve verim düşüklüğüne neden olan kök çürüklüğü hastalığı etkili olmamakta ve buğday veriminde büyük artışlar (%20-50) sağlanmıştır.
Sulu koşullarda ise, Turfanda patates, Soya, Yerfıstığı ve Mısır gibi bitkilerde bölgemizde ekim nöbetine sokula bilmektedir. Ancak; Ayçiçeğinden sonra ekimi yapılacak bitkiler için, Potaslı gübre uygulamasına dikkat edilmelidir.

2.4. Toprak Hazırlama

Ayçiçeği tarımında toprak işleme ve tohum yatağı hazırlama bölgelere göre farklı olabilmektedir. Ön bitkinin hasadından sonra (Haziran veya Sonbaharda) tarla pullukla derin (20-25 cm) olarak işlenir. Özellikle, buğday ekim alanlarında, buğday hasadından sonra derin sürüm yapılmalı ve sonbaharda tarla tekrardan kültüvatörle karıştırılmalıdır. Kışı bu şekilde geçiren toprak, şubat ayı başında kültüvatör ile karıştırılmalıdır. Ekim zamanı geldiğinde, gübre ve herbisit uygulamasından sonra toprak tekrar gobledisk veya aysan kültüvatörü ile karıştırılmalı ve üzerinden sürgü geçirilmek suretiyle tarla ekime hazır hale getirilmelidir. Ayçiçeği tohumları genellikle nemli toprağa ekilirler. Bu nedenle, kuruya ekip, üzerine yağmurlama kurma fazla yaygın değildir. İkinci ürün Ayçiçeği tarımında ise; Buğday hasadından sonra anız yakılmalı ve tarla sulanarak tava getirilmeli ve arkasından toprak işlenerek tarla ekime hazır hale getirilmelidir (Soya ve Yerfıstığında olduğu gibi).

2.5. Besin İsteği ve Gübreleme

Diğer bitkilerde olduğu gibi, ayçiçeği de, büyüme ve gelişmesini devam ettirebilmek ve neticede bir verimi oluştura bilmesi için, topraktan belirli miktarlarda bitki besin maddesi kaldırması gerekmektedir. Kaldırılan besin maddesi miktarı, elde edilen verim değerlerine göre değişmektedir. Bu nedenle Ayçiçeği tarımında uygun bir gübreleme için önce toprak analizi yapılmalı ve buna göre belirlenen verim hedeflerine göre gübre önerilerinde bulunulmalıdır. Ayçiçeği tarafından topraktan en fazla azot ve potasyum kaldırılmaktadır.

Azot Gübrelemesi: Ayçiçeği tarımında uygulanacak azotlu gübre miktar; toprak yapısına, hedeflenen verime ve sulama koşullarına göre değişmektedir. Ayçiçeğinde verimi sınırlayan en önemli bitki besin maddesi azottur. Azot bitkilerde ilk gelişmeyi hızlandırmaktadır. Eksikliği halinde, bitkide normal bir gelişme olmamaktadır. Ayçiçeği bitkisi bir yetişme döneminde gereksinim duyduğu azotun % 66’sını çiçeklenme dönemi sonuna kadar almaktadır. Bu nedenle, bitkinin ihtiyaç duyduğu azotun % 50’si ekimle beraber, diğer yarısı ise bitkiler 20 – 25 cm boylandığında (ikinci çapayla birlikte) kullanılmalıdır.
Ayçiçeği için önerilen azot miktarı ; Çizelge 1′in incelenmesinden de görüleceği gibi; yaklaşık olarak hedeflenen her 20 kg/da verim için, 1 kg/da azot olmaktadır. Bu miktar toprak yapısına ve sulama sayısına göre değişebilmektedir. Kuru koşullarda uygulanacak azot miktarı azaltılmalı ve tamamı ekimle beraber uygulanmalıdır.
Ayçiçeği bitkisindeki Azot eksiklig; bitki boyunun kısalmasına ve alt yapraklarda sararmalara neden oluyor. Ayçiçeği tarımında uygulanan fazla miktardaki azot, bitkilerde vejetatif gelişmeyi hızlandırmakta ve sapların fazla boylanarak cılız kalmasına neden olmaktadır. Ayrıca , tohum kabuğunu kalınlaştırmakta ve tanedeki yağ oranını azaltmaktadır.

Fosfor Gübrelemesi: Ayçiçeği bitkisinin fosfor’a olan ihtiyacı fazla olmamakla beraber, belirli bir verimi oluşturabilmek için fosforlu gübre uygulaması yapılmalıdır. Ayçiçeği tarımında uygulanacak fosfor miktarı toprak analizlerine göre saptanmalıdır. Topraktaki fosfor miktarı esas alınarak, hedeflenen verime göre fosfor uygulaması önerilmelidir. Tatminkar bir verim için Çizelge 1′de verilen değerlere göre, hedeflenen her 40-50 kg/da verim için, 1 kg/da P2O5 yeterli olmaktadır. Fosforlu gübrenin tamamı ekim öncesi veya ekimle birlikte verilmelidir. Zira, Ayçiçeği bitkisi toplam fosfor ihtiyacının % 66’sını çiçeklenme dönemi içerisinde almaktadır. Fosforlu gübre, makinayla ekimlerde tohumun 5 cm yanına ve 5 cm altına verilmelidir. Uygulanan fosfor, tohumdaki yağ oranını ve yağın kalitesini artırmaktadır. Ayçiçeği bitkisindeki fosfor eksikliğinde; yaprak uçlarında yanmış gibi bir görünüm ortaya çıkıyor.

Potas Gübrelemesi: Ayçiçeği bitkisi topraktan fazla miktarda potas kaldırmasına rağmen, ülkemiz koşullarında potas önerilmemektedir. Bunun nedeni, topraklarımızda yeterli miktarda potas olmasıdır. Yapılan toprak analizlerine göre, eksiklik belirlenir ise, Çizelge 1′de verilen değerler göz önüne alınarak potaslı gübreleme yapılmalıdır. Aksi taktirde beklenen verim alınamaz. Potaslı gübreler, ekim öncesi uygulanmalıdır. Potas eksikliğinde, yaprak ayasının kenarında önce sararmalar, daha sonra da kahverengi bir renk oluşur ve kurumalar meydana gelir. Yaprak damar aralarında kabarır.

 

Ürün Bilgisi ve Fiyatı İçin Bize Yazın..